17.09.2009

Ünal'ın kızı...

Yazmak istiyorum... Yazmaktan korkuyorum... Kelimeler büyüyor, yüreğim ise hiçbirşeyin sığamayacağı kadar kapandı içine... Aslında buraya yazmaya ara verişim anlatacak şeyimin olmamasından yada yoğunluktan kaynaklanan zamansızlıktan değil... Sadece sana yazmaya alışamadım... Ben hala seninle konuşuyorum... Sen hep yanıbaşımda, yüreğimdesin...
Memlekete gittim baba, senin doğup büyüdüğün topraklara gittim... Senelerce uzak kaldığım topraklara, senin için, seni yaşamak, seninle olabilmek için gittim... Senin yerine adımın yazılması için gittim... Ne kadar istiyordun son bir defa daha gidebilmek, "son bir kez annemle babamın mezarına gidebilsem" diyordun, burnunda tütüyordu, hatta bir kez beni oraya gömün bile demişsin anneme.... Senin için yapamayacağım tek şey buydu... Seni o kadar uzağa götürüp bırakamazdım-k...
Ne çok özlemişim oraları... İlk kez bu kadar yoğun bir aidiyet duygusu yaşadım... Sanırım ilk kez her yere senin gözünle baktım... Saim'in yerinde senin yerine oturdum... Hatta en çok hoşuma giden şey ne oldu biliyor musun, beni soranlara " o mu, o bizim Ünal'ın kızı" diye beni anlatmalarıydı... "Ünal'ın kızı" olmak herşeyden güzel geldi ....
Baba, sensiz ilk bayram geldi... Biz ise ne yapacağımızı, nasıl geçireceğimizi bilmiyoruz... Baba, sensiz bocalıyoruz...
Baba'm seni çok özledim...

Hiç yorum yok: